NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي بَكْرِ
بْنِ مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرِو
بْنِ حَزْمٍ
عَنْ عَبَّادِ
بْنِ تَمِيمٍ
أَنَّ أَبَا
بَشِيرٍ
الْأَنْصَارِيَّ
أَخْبَرَهُ
أَنَّهُ كَانَ
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي بَعْضِ
أَسْفَارِهِ
فَأَرْسَلَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
رَسُولًا
قَالَ عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
أَبِي بَكْرٍ
حَسِبْتُ
أَنَّهُ
قَالَ وَالنَّاسُ
فِي
مَبِيتِهِمْ
لَا
يَبْقَيَنَّ
فِي رَقَبَةِ
بَعِيرٍ
قِلَادَةٌ
مِنْ وَتَرٍ
وَلَا
قِلَادَةٌ
إِلَّا
قُطِعَتْ
قَالَ مَالِكٌ
أَرَى أَنَّ
ذَلِكَ مِنْ
أَجْلِ الْعَيْنِ
Ebu Beşir el-Ensârî'nin
dediğine göre,
Kendisi Rasûlullah
(s.a.v.) ile bir yolculukta bulunmuş. Rasulullah (s.a.v.) bir elçi göndermiş.
(Bu hadisi Ebu Beşir'den nakleden) Abdullah b. Ebi Bekir dedi ki; "Öyle
zannediyorum ki (Ubâde b. Temini) dedi ki; (Hz. Nebi bu elçiyi gönderdiği
sırada, kendilerine elçi gönderilen) insanlar geceledikleri yerlerinde idiler
(ve Hz. Nebi elçiye şunları söylemesini emretmiş);
"Hiçbir devenin
boynunda (takılı) bir yay ipi (kiriş), veya bir gerdanlık kalmasın hepsi
kesilsin.”
Mâlik dedi ki:
"Bunların göz değmesinden korunmak) için (takılmış) olduklarını
zannediyorum."
İzah:
Buhari, cihad; Müslim,
Libas; Muvatta', sıfatünnebiyyi; Ahmed b. Hanbel; V, 216.
İbn Hacer, Ebû Bişr'in Hz.
Nebi'le beraber bulunduğu bu seferin hangi sefer olduğunu tesbit edemediğini
söyler.
Metinde geçen “insanlar
geceledikleri yerlerinde idi."cümlesi, bazı nüshalarda; "insanlar
öğle uykusuna yattıkları yerlerinde idi." şeklînde geçiyorsa da hadisin
özüne tesir edecek derecede önemli bir fark değildir.
İbnü'l-Cevzî'nin
açıklamasına göre Hz. Nebiin, develerin boyunlarına takılan bu iplerin
kesilmesini emretmesi hakkında üç görüş vardır:
1. Câhiliyye döneminde
yaşayan araplar develerin boynuna kiriş ve gerdanlık gibi şeyler takarlar ve
bunların göz değmesine mâni olacağını zannederlerdi, tşte Hz. Nebi, bu gibi
şeylerin Allah'dan gelen musibetleri önleyemeyeceğini bildirmek İçin, onların
kesilmesini emretmiştir. İmam Mâlik bu görüştedir.
2. Hayvanların boynuna
takılan bu gibi gerdanlıklar bazı hallerde onların boğazını sıkıp Ölümlerine
sebep olacağı için, Rasûlullah bunların kesilmesini emretmiştir. Hanefi
imamlarından İmam Muhammed bu görüştedir. Ebu Ubeyde de bu görüşü tercih
etmiştir.
3. Câhiliyye araplan
develerin boynuna kiriş takarlar ve bu kirişlere de çan asarlardı. Bu çanlar da
geceleyin düşmanın onların bulundukları yeri sezmesine sebep olurdu. İşte
burada esas yasaklanmak istenen, develerin boynuna kirişler takmak değil, bu
kirişlere çan asmaktır.
Nevevî'nin beyânına
göre bu hadis-i şerifteki nehy kerâhet-i tenzihiyye içindir. Ulemadan
bazılarına göre ise, kerahet-i tahrîmiyye içindir. Hayvanlara takılan bu
gerdanlıkların ihtiyaç duyulduğu anda takılmalarının caiz, ihtiyaç duyulmadan
takılmalarının ise, haram olduğunu söyleyenler de vardır. İmam Malik
hayvanların boynuna gerdanlık takmanın mekruh oluşunu göz değmesine engel
olması gayesiyle takılmış olmasına bağlamakta bu maksadın dışında hayvanların
boynuna çeşitli takılar takılmasında bir sakınca görmemektedir.
Bütün bu görüşler,
içinde Kur'an âyetleri ya da me'sur dua bulunmayan takılar hakkındadır. İçinde
âyet veya me'sur dua bulunan, insanlara ve hayvanlara takılan muskalara
gelince, bunlar teberrük için takıldıklarından sakıncalı değillerdir. Kibir ve
gurur vermemek israfa varmamak şartıyla süs için boyunlara takılan şeyler de
aynı şekilde zararsızdır. Bunları takmakta bir sakınca yoktur.[bk.
Bezlü'l-mechud, XII, 51.]